TÜRKIYE 'DE ALAMANCI GURBETTE YABANCI


23 Nisan 1944 yilinda bundan 77 sene önce babam ve anamin ilk çocugu olarak Disli 'de köy evinde dünyaya gelmisim. Adimi Serife koymuslar. Benden sonra Nazmiye, Rabia, Ahmet, Gürsel ve Nuriye adinda kardeslerim oldu. Nuriye kardesimi at arabasi kaza sonucu çigneyerek ölümüne sebep oldu. Bubam Çanakkale'de at seyisi olarak askerligini iki sene yapmis. Bubama köyde Ese Çavus derlerdi. Ilkokula eski mektebe Yedi yasinda basladim. Birinci sinifi Sevki ögretmende, ikinci ve üçüncü sinifi Ali Osman ögretmende, dört ve besinci sinifi Muzaffer ögretmende okuyarak bes senede okulu bitirdim. O zamanlar ögretmene muallim, müdüre basmuallim derlerdi.



KÖY HAYATIM


Sekiz yasima girdigimde bubam evin altina küçük bir bakkal dükkani açti. Köyde1952 yillarinda Gadi Omar Emmi, Kör Haci, Güdük Nori, Contu Emmi ve bubamin bakkal dükkani vardi. Pasa gilin, Toprak gilin, Goca Mustugun ve Girsevilerin Kel Musa'nin traktörü vardi. Dükkancilar persembe günü biraraya gelir Pasa gilin motoru tutar ihtiyaçlarini getirirlerdi. Simdiki gibi toptancilar bakkallar ayagina getirmezlerdi.

Okulu bitirdikten iki sene sonra Köye dikis nakis kursu açildi. Bir hafta kadar gittim. Hocanim salvarla kursa gelmeyin herkes etek giyip gelecek dedi. Benim de etegim olmadigi için kursa gidemedim. 16 yasima bastigimda sekincinin Ismail'i oglu Çona Memed'e yavuklu oldum. Bir kaç ay sonra yuva kurduk. Aradan iki sene sonra Nur topu gibi Hatice kizimiz oldu..Arkasindan Yurdagül ve Ismail'i dünyaya geldi.

ALMANYA'YA GIDISIM


24 Yasinda 8 yillik evliyken yoksulluktan dolayi kadin olarak Almanya'ya gitmek için ilk önce ben basvurdum. Erkeklerden Kovboy, Ese Hocanin Musa, Kör Goca'nin Mevlit, Kel Pancar'in Yasar benden bes alti sene önce gitmisler.

Aslinda kocamin gitmesini istiyordum. Erkeklerin isçi alimi durdurulmus. Almanya'ya gidecegim, fakat gidecek yol param yoktu. Halamin kocasi Iremenin Marem enistemden ödünç olarak para istemeye gittim. 750 lira verdi. O zaman cumhuriyet altini 75 lira civarindaydi. "Oradan canin istedigi zaman gönder, biz seni gelin ettik. Gocani götüremezsin hakkimi helal etmem" dedi. Verdigi para da cigara kagidi gibi burusmus. Bubam kagit paralarin dört kösesine demir para koyarak ütüledi.

Bubaminan Gündaylarin arabayla Afyon'a is ve isçi bulma kurumuna gittik. Müdür Sabri Seker "askerlik subesinden yoklamasi, doktordan saglik raporu getirin" dedi. 7 aylik oglum Ismail'i kucagima aldim, Bolvadin askerlik subesine gittigimde askerler nöbet bekliyormus "yenge biz çocugu tutalim sen içeri gir ama komutaninin çok serttir." dediler. Kapiyi çekine çekine çaldim. Deli binbasi "atin sunu disari" diye askerlere bagirdi. Ben de sinirlendim " Beni burdan atacagi goremeyyon benim kagidi imzala " diye çikistim . Öfkeyle imzalarken kagidin bir kismi yirtildi. Doktordan saglik raporunu da alarak Afyon isçi bulma kurumuna teslim ettik. Müdür "yarindan itibaren Istanbul 'a oradan da Alamanya'ya gidebin" dedi.

ISTANBUL 'A GIDISIM


Istanbul'a gitmek için dogru dürüst elbisem bile yoktu. Eskisehir 'de oturan bir akrabam kullanilmis bi elbise verdi, üstüne bi yelek bulamadim. Bubaminan Istanbul'a gittik. ucuz diye Karakoy'de Trabzon oteline gittigimizde otelde yer olmadigi için üç gün kapicinin yaninda kartonun üzerinde yattik. Paramiz yeterli olmadigi için biraz ekmek, cingil üzüm döküntüleri ve domates alip yiyorduk. Üç günde evraklari konsolosluga teslim ettik . 4 gün süre verdiler Almanya'da et fabrikasina gideceksin ama domuz eti yer misin? Diye sordular. ben de korkumdan Alamanya'ya göndermezler diye yerim dedim. Hoppala diye saskinliklarini ifade ettiler. Almsnya'ya göndermesini diye söyledim. dedim. örgü yelek satan bir saticidan yelek aldim.

KÖYLÜNÜN TEPKISI


Istanbul'dan bubaminan Köye döndügümuzdöndügümüzde ganyam oglani görüp gidiyon diye bana küstü, "giiit git gocani tam çalgilar evercen" diye sitem etti. "Ben de; "Memed'i sana görsem ever" dedim. Köylüler de beni dislamaya basladi. Gari gavura mi giderimis bi yigit avradini besleyemez mi? Diye köyde dedi kodu ediyorlardi. O zamanlar evlerde terkos suyu yoktu.elime destileri aldim çesmeye giderken çay basinda Nazli araya rastladim Ellerini birbirine vurarak " nasil anan buban varimis seni gavura nasi gönderiyorlar sasiyorum diye firça atti. Emme bi kaç sene sona Zeke'de Almanya'ya gitti. Cami önünde akrabalar bizi ugurlarken rahmetli Sagir Süllü emmi; " Köye das yagar, bundan sona yagmis da yagmaz diye söylendi.

ALMANYA 'YA GIDISIM


Bubam ben ve güçcük gardesim Gürsel Istanbul 'a birlikte gittik. Sirkeci garinda beni ugurlaniyor. Trene bindigimde ben gibi Anadolu'nun degisik yörelerinden Alamanya'ya giden 11 kadin vardi. Üç günde Münih'e vardik. Orada dagitim yaptilar. Bilefet sehrine gönderdiler, orada indik Gar'in önünde beklerken fabrikanin sefi giz gardesiyle arabadan indi. Bubamin askerden getirdigi tahta bavulu bagaja koydu.

ALMANYA HAYATIM


Çalisacagim yere gittim. Sefin kiz kardesi kalacagim yerde aygazin nasil açilip kapanacagini, sicak ve soguk su musluklarini gösterdi. Çünkü o zaman köyde ayazin bilmezdik. Bavulu açtik içinde birer kilo bulgur, dügü, sogan, seker, badilcan ve biber gurusunu görünce üzülerek çok yoksul bir aile diyerek beni bakkala götürdü. Ihtiyaçlarimi aliverdi. O gün sabaha kadar aglayarak yakinlarima 11 tane mektup yazdim. Sefin kiz kardesi mektuplarimi postaneye aliverdi.

Ertesi gün Sef hanimi ve 1,5 yasindaki Mario adinda bir çocuguyla geldiginde köyde birakmak zorunda kaldigim çocuklarim aklima geldi. Tansiyonum yükseldi, burnum kanadi, bayilmisim. Gözlerimi açtigimda kendimi Halle sehrindeki bir hastanede buldum. Hastanede yatarken daha önce Almanya'ya gelen köylülerin Kerten Gadir, Kör Goca'nin Mevlit ve Hatip Ahmet amca ziyaretime geldiler. Bana manto, eseklik ve basörtüsü almislar. "Biz sana kardesin olarak sahip çikariz"

Hastaneden çiktiktan sonra et fabrikasinda çalismaya basladim. Fabrikada tavuk eti. koyun eti ve domuz eti vardi. Bunlardan sucuk yapiyorduk. Ise baslamadan sef kullanacagimiz araç gereçlerin Almanca adlarini ögretti. Fabrikada çocuklarimin, esimin ve yakinlarimin hasretine dayanamadigim için her gün aglardim.

Durumumu gören firmanin sefi Türk konsoloslugundan tercüman istedi. Tercüman Seref Bey " Nasil cesaretle buralara geldin" diye saskinligini gizleyemez. Ben de: "Yoksulluk, fakirlik canima tak dedi Allah'ima sigindim geldim." Dedim. Bana moral verdi alisacaksin dedi.

ESIM MEHMED'E ISTEK YAPTIM


Elime ayda 400 mark para geçiyordu. Bu paranin bir kismini köye gönderiyor, kalaniyla ihtiyaçlarimi aliyordum. 4 ay sonra esim Memed'e istek yaptim. Köyde postaci mustuluk olarak Memet 'den horoz istemis. Kocam da bi tane horoz vermis. Memet evraklari tamamladiktan 7 ay sonra Alamanya'ya geldi. Bir sirkette insaatta çalismaya basladi. Bir sene sonra uçaga binip Istanbul'a, ondan arabayla köye geldigimde anam evin önünde yün çarpiyormus, beni aniden görünce aglayarak bana sarildi. Gaynam istemeyerek dilinin ucuyla " hos geldin" dedi. Yavrularim Ismail'i, Hatice ve Yurdagül sarildim. Ismail çok güccük oldugu için beni bilemedi. Çocuklarim ilkokulu Disli'de bitirdi.

Çocuklarimi 4 sene sonra Almanya'ya götürebilir. Oglum Vatan'i köye izine vardigimda dogurdum. Bülent Hocanin annesi rahmetli Ümmü ebe dogum yaptirdi. 24 yil çalistiktan sonra kocamla dogdugumuz topraklara dönüs yaptik.

Memed'im çok cömertti, yigitti ancak sigara ve kahveyi çok içiyordu, suyu az içiyordu. Almanya'ya giderek ameliyat oldu. Ögrendik ki kanser olmus. 2007 yilinda 62 yasinda beni birakip ahiret alemine göçtü. Çocuklarim Ismail ve Vatan Almanya 'da çalisiyor. Hatice temelli döndüm, Yurdagül kizim köyde hayvancilik yapmak için yakinda köyümüze dönecek.

Avrupa'da yasayan, çocuklarima, gelirlerine, torunlarima, güzel köyümün güzel insanlarina selam olsun...



Editör : Mustafa
dislikasabasi.com