17 Mayıs 2024 Cuma
Ana Sayfa Forum Sohbet Hesabınız Haberler Not Defteri İstatistikler İletişim

MENÜ
Kasabamız

 Son Haberler(16/05)

Dislikasabasi.com
Üyelere Özel

 Site Not Defteri

Faydalı Bölümler
Yardımcı Linkler


Gazete Sayfa Linkleri
 ÇANAKKALE DESTANI'NIN 96. YIL DÖNÜMÜ
ÇANAKKALE  DESTANI'NIN 96. YIL DÖNÜMÜ





ÇANAKKALE SAVAŞI (Çanakkale Zaferi)




ÇANAKKALE'DE DESTANLAR YAZAN VATAN EVLATLARINA


Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.



Mehmet Akif Ersoy





I. Dünya Savaşı'nda, Osmanlı Devleti'nin, Çanakkale Boğazı'nı geçmek isteyen İtilâf kuvvetleriyle yaptığı savaşlar (1915).

Bahriye Nazırı Churchill'in teklifleri ve İngiltere'nin ısrarıyla İtilâf devletlerince girişilen harekâtın amacı, Rusya ile doğrudan temasa geçmek, onlara silâh ve malzeme yardımı yapabilmekti. Bu yolla, Süveyş Kanalı ve Hint yolu üzerindeki Türk baskısı da kaldırılmış olacak; savaşa katılmak istemeyen Balkan devletleri, İtilâf devletleri yanında yer almağa zorlanacaktı.

Yapısı bakımından, savunmaya elverişli olan boğaz, Türkler tarafından mayınlanmıştı. Tabyalar, toprak ve taştandı. Zırhlı veya betondan tabya yoktu; ayrıca birçok sahte mevzi yapılmıştı. Savunma düzeni, dış, orta ve iç bölgeler olmak üzere üçe ayrılmıştı. Bunların kumandası Miralay Cevdet Bey'de idi. Savaş ilânından birkaç gün sonra, 3 Kasım 1914'te İngilizler, Seddülbahir ve Kumkale tabyalarını topa tuttular. 19 Şubat 1915'te boğazın dış tabyaları tahrip edildi. Ayrıca, karaya çıkarılan askerler, tahrip işini tamamladılar. Bu harekâtta Türkler, 19 top kaybetti. Dış savunmanın düşmesi, bazı ülkelerde büyük yankılara yol açtı. Bulgaristan, çekingen bir durum aldı. İtalya, İtilâf devletlerine meyletti. Yunanlıların İstanbul'a girmelerini istemeyen Ruslar, 40 bin kişilik yardımcı bir kuvvet göndermeyi teklif etiler. Bunun üzerine İngilizler ve Fransızlar, boğazları Ruslara vermeyi vaat ettiler. Bundan sonraki büyük taarruzun, Marmara Denizi'ne geçmek amacıyla, Fransız ve İngiliz savaş gemileri tarafından, 18 Mart 1915'te yapılması planlandı. Orta savunma tabyaları, sürekli olarak bombardıman edildi. Dış hatlara komandolar çıkarıldı. Boğazdaki mayın tarama ve temizleme işi başarıyla yürütüldü. Fakat 7-8 Mart gecesi, Yüzbaşı Hakkı Bey kumandasındaki Nusret mayın gemisi, karanlık limana, sezdirmeden tekrar mayın döşedi. İtilâf kuvvetlerinin 16 harp gemisi, 18 Mart 1915'te boğaza girerek, tabyaları ateşe tuttular. Gerek mayınlar ve gerekse bataryaların atışları ile İtilâf kuvvetleri birçok gemi kaybederek geri çekildi.

18 Mart hücumu, Çanakkale'nin, karadan yardım görmedikçe geçilemeyeceğini gösterdi. Bunun üzerine, İngiliz, Fransız ve Anzaklardan (Avustralya, Yeni Zelanda ordusu) kurulan 70 000 kişilik kuvvet, 25 Nisan 1915'te Seddülbahir ve Arıburnu bölgelerinde karaya çıkarıldı. Düşman kuvvetleri, 109 harp ve 308 nakliye gemisi ve özel çıkarma araçlarıyla denizden desteklenmekteydi. Bu çıkarmaya karşı savunma görevi, 5. Orduya verildi.

İlk çıkarmalar Seddülbahir, Arıburnu ve Kumkale'ye yapıldı. Bazı yerlerde başarı kazanan düşman, kesin sonuca gidemedi. Seddülbahir ve Arıburnu'nu almayı başaramadı. Binbaşı Mahmud Bey idaresindeki Türk kuvvetleri, düşmanın içi bölgelere sızmasını engelledi. İlk çıkarma günü, 19. Tümen kumandanı Mustafa Kemal Bey (Atatürk), 17. Piyade Alayını, Conkbayırı'na vaktinde yetiştirerek, Kocaçimen tepesinin düşman eline geçmesini önledi. Düşman, 25 Nisan 1915 harekâtında, büyük kayba karşılık küçük bir köprübaşı elde edebildi, orada tutundu. Türk kuvvetleri, gecenin karanlığından faydalanarak düşmanı denize dökmek istediyse de, bu harekâtta yer alan Arap askerlerinin başarısızlığı ve çıkarttıkları gürültü, buna imkân vermedi. Öte yandan, 15 000 kişilik Anzak kuvveti de karaya çıkarılmıştı. Aynı günlerde düşman Saros Körfezi'ne, Beşike Limanı'na gösteriş çıkarmaları yaptı. Sonraki günlerde de Alçıtepe ve Arıburnu'nda Kocaçimen tepesini elde etmek için harekete geçti. Fakat, 5. Ordu kuvvetleri, büyük kayıplara rağmen, düşmanı püskürttü. Bu arada yapılan Seddülbahir, Arıburnu ve deniz savaşları çok kanlı geçti. Düşman, Seddülbahir'e 26 Nisan günü, top ateşiyle hücuma başlamıştı. 1 Mayıs gecesi ve daha sonraki günlerde, 17 000 kişilik Türk kuvveti karşı saldırıya geçti. Fakat, bunda başarı kazanılamadı ve Türkler, 16 000 kayıp verdiler. İngilizlerin kaybı, 14 000 kişiydi.

Düşmanın ikinci hücumu, 6-8 Mayıs arasında, Alçıtepe'yi ele geçirmek oldu. Birkaç kere siperlere giren Fransızlar püskürtüldü. Sadece birinci hat siperleri, düşman elinde kaldı. 26 Nisan'da ve daha sonraki günlerde denizde savaşlar oldu. Türklerin Nurulbahir adlı gemisi battı. Gülcemal vapuru yara aldı. Buna karşılık, İtilâf kuvvetlerinin Goliath zırhlısı batırıldı.

14 Mayıs'ta İngiliz harp komitesi, savaşa devam kararı aldı ve İngiliz kabinesinde bazı vekiller değiştirildi. 18 Mayıs'a kadar nemli çarpışma olmadı. Haziran ayında, kanlı siper muharebeleri yapıldı. 4 Haziran'da 50 000 kişilik İngiliz ve Fransız ordusu, 25 000 kişilik Türk ordusu üzerine, top ateşi desteğinde taarruza geçti. Taarruzda zırhlı araçlar da kullanıldı. Bu hücum, Çanakkale'deki en kanlı muharebe oldu. Düşman, bazı Türk siperlerine girdi. 9 Temmuz'da Seddülbahir kumandanlığına Vehip Paşa getirildi. Biraz sonra Kerevizdere savaşları başladı. Çıkarmanın başlamasından 70. güne kadar Türk ordusu, 100 000 kayıp verdi. Her şeye rağmen düşman ilerlemeyi başaramadı, yeni bir çıkarma yapmaya karar verdi. Amaç, Anafartalar platosunu ve Kocaçimen'i ele geçirmekti. Taze kuvvetler, Ağustos başında Suvla kıyılarına, baskın halinde çıkarma yaptılar. Bunun üzerine Mustafa Kemal'in emriyle 28. ve 41. alaylar, 10 Ağustos'ta hücuma hazırlandı. Kumandanın kısa bir konuşmasından sonra, süngü hücumu başladı. Düşman, siperlerinde bastırıldı. Türkler, Şahinsırt'a kadar ilerledi. Savaş sırasında, Mustafa Kemal'in göğsüne bir şarapnel parçası çarptı. Düşman, Mustafa Kemal'in yönettiği bu harekâtla, ağır kayıplar vererek püskürtüldü.

1915 yılının sonbahar ayları, kanlı fakat sonuç alınamayan çarpışmalarla geçti. Türk başkumandanlığı, 1. Orduyu Gelibolu'ya yolladı. Böylece Türk ordusu, 21 tümene çıktı. Başlangıçta üç gün içinde Çanakkale Boğazını geçeceklerini sanarak giriştikleri savaşı bir an önce sonuçlandırmak isteyen İtilâf Devletleri, yeni kuvvetler sağlamağa çalıştılarsa da sonuç alamadılar. General Charles Monroe, Çanakkale'nin boşaltılması gereğini belirten bir rapor verdi. Bunun üzerine, 5 Aralık tarihinde iki İngiliz tümeni, Selânik'e gönderildi. Kasım ayında başlayan yağmur ve kar fırtınası, siperlerde birçok askerin boğulmasına sebep oldu. Bu felâkette düşmanın kaybı da çoktu.



Limanda birçok küçük gemi battı. Neticede çıkarma sahaları, düşman tarafından boşaltıldı. Gizlice yapılan boşaltma harekâtı sonucu, Ocak 1916'da Gelibolu yarımadası tamamen bırakılmış oldu. Bu arada bazı çarpışmalar da oldu. Anafartalar ve Arıburnu çekilmesi sırasında dikkati dağıtmak için, düşman, 19 Aralık günü Seddülbahir bölgesine saldırdı. Buraya döşenmiş olan mayınlar, Türklerin düşmanı takibine imkân vermedi.

Çanakkale, I. Dünya Savaşında Türkiye'nin çarpıştığı on cepheden biriydi. Türk kara ordusu, savaş araç ve gereçleri bakımından çok zayıftı. Burada görev alan Türk deniz kuvvetleri, 1911-1912 İtalyan ve 1912-1913 Balkan savaşlarında yıpranmış durumdaydı. Savaş sırasında Türkiye, müttefiklerinden beklediği yardımı göremedi. Sadece Alman subayları, Türk subayları yanında görev aldılar. Avusturya'nın yardımı, iki bataryadan ibaret kaldı. Beklenen silah ve malzeme yardımı sağlansaydı, sonuç çok daha farklı olabilirdi.

Çanakkale savaşları, 8,5 ay sürdü. Türk ordusunun karşı koymasıyla, Çanakkale, Irak, Filistin cephelerinde bir milyona yakın İngiliz ve Fransız askeri, batıdaki ana cephelerinden uzak tutulmuş oldu. Savaşlar, iki taraf için de büyük kayıplara sebep oldu. İtilâf devletleri, Çanakkale'ye önce 70 000 kişi göndermişlerdi. Sonradan bu kuvvet 500 bin kişiye çıkarıldı. Bunun 400 000'i İngiliz, 79 000'i Fransız ordusundandı. İngilizlerin kaybı, 115 000'i ölü, yaralı, esir ve memleketine gönderilen, 90 000'i hasta olmak üzere 205 000 idi. Fransızların kaybı 47 000'di. Türklerde ise şehid, yaralı ve hasta sayısı, 252 300'ü buldu.


Çanakkale Savaşı yalnız bizim tarihimizin değil yakın dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir. Çanakkale Boğazı'nı savaş gemileriyle zorlayarak aşma, böylece İstanbul'a kavuşma isteği Avrupa büyük devletlerinin öteden beri isteğiydi.

Bunu gerçekleştirmek isteyen düşman kuvvetleri 18 Mart 1915 tarinde kazandığı bu zaferle ''Çanakale Geçilemez '' sözünü Türk ve dünya tarihine altın harflerle yazdırmayı başarmıştır.
Bu zafer göğüslerinde iman duygularıyla dolu aziz Türk Milleti'nin kendilerinden katkat üstün ve tarihinin modern silah ve cephanesine sahip düşman kuvvetlerine unutamadıkları bir ders verdiği ,destanlar yazarak kazandığı bir şeref ve haysiyet mücadelesidir.



Kasabamızın bazı yaşlılarından edinilen bilgilere göre

KASABAMIZDAN ÇANAKKALE SAVAŞINDA ŞEHİT VEYA GAZİ OLANLAR

Osman Ağa gözünden yaralanmış (Kör Osman Gazi) kardeşi Şehit olmuştur.
Molla Kadir Oğlu Ahmet (Şehit)
Patlağın Babası Kadir (Şehit)
Hacı Musa Oğlu İzzet Çanakkale de Gazi, Sakarya Meydan Muharebesinde Şehit
İben Oğlu Mehmet Solmaz (şehit)
Hurşit Oğlu Hasan (Kör Hasan) Solmaz (Gazi)
Kara Veliler den 2 şehit Kara velilerin Emin'in Babası ve Kardeşi Kazım.
Abdı Oğlu Mehmet Emin 17 Yaşında (25 Günlük Evli) (Şehit) (İmamların En Büyük Oğlu)
Vanlıların Ahmet (Gazi) gözünden şarapnel parçasıyla yaralanmış
Kel Süleymanların Mehmet Efe (Gazi)
Murat Karabacak (Gazi)
Sofu Mehmet (Koca Bacakların İdris in Amcaları) Şehit
Tokatlı Emir Veli oğullarından bir şehit
Kadir oğlu Abdil (Şehit)
Hacı Bekir Oğlu Süleyman, Mustafa, Mahmut ve Hot Osman kardeşi Bekir (Şehit)
Hacı Velilerden 2 Şehit
Arif Hocalardan Mehmet Emin ve Hüseyin kardeşler (Şehit)
Kara Kızın Kamil (sağ omzuna isabet eden şarapnel parçasıyla yaralanmış Gazi).
Kolsuz Kamil-Yirik Amca (koluna şarapnel isabet etmesi sonucu kolunu vatanı uğrunda feda eden Gazilerimizden)

Daha ismini sayamadığımız Kasabamızdan pek çok şehidimizin olduğunuda unutmamak gerekir.







Bu Güzel Vatan Topraklarını Canlarını Vererek ve Kan Dökerek Pahasına Bizlere Emanet Eden Bütün Şehit ve Gazilerimizi Minnet ve Şükranla Anıyor , Onların Manevi Huzurunda Saygıyla Eğiliyoruz.


Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ;'' Milli Benliğini Bilmeyen Milletler , Başka Milletlere Yem Olurlar'' Sözlerini Bir defa daha Hatırlıyor , Bizi Biz Yapan Değerlerimize Sahip Çıkmanın Önemini Bir Defa İdrak Ederek, Bu Değerlerimizi Korumada İlk İşimizin , Birlik ve Beraberliğimize Sım Sıkı Sarılmanın Gereğini İdrak Ediyor...Bütün Türk Şehit-Gazi Analarımıza ve Babalarımıza Kutsal Değerlerimize , Bizlere Tertemiz Bıraktıkları Vatanımıza Sahip Çıkacağımıza Söz Veriyoruz.




I. VİDEO GÖRÜNTÜLERİ



II. VİDEO GÖRÜNTÜLERİ






III VİDEO ANİMASYON GÖRÜNTÜLERİ







IV VİDEO ANİMASYON GÖRÜNTÜLERİ





V VİDEO ANİMASYON GÖRÜNTÜLERİ





VI. VİDEO ANİMASYON GÖRÜNTÜLERİ

































Son Güncelleme :  18/03/2011 Saat 09:21:47 Bu Haber  4224 Kez Okundu



Kasabamızdan bildiriyor
 
Bülent Güvenir

bulentguvenir5@hotmail.com

Sitemizde 729 adet haberi bulunmaktadır.




Yazdırılabilir Sayfa   

Sitemizde yayınlanan haberlerin ve fotoğrafların kullanım hakkı www.dislikasabasi.com 'a aittir. Herhangi bir şekilde haber içeriği ve fotoğrafları izin alınmaksınız kullanılamaz..

Yorumlar yazarlarına aittir. İçeriklerinden biz sorumlu tutulamayız.

Anonim kullanıcı yorum yazamaz, lütfen kayıt olun


Yorum Bölümünden bundan sonra Yorum yapan üyemize ait bilgiler ve avatar resmi görülebilecektir. Avatar resminizi sitemizde yer alan resimlerden seçebileceğiniz gibi farklı bir resim ile değiştirmek istiyorsanız ; özel mesaj bölümünden admine mesaj göndererek veya üyelikte yer alan email adresinden webmaster@dislikasabasi.com email adresine resmin internet adresini veya resmi gönderebilirsiniz.

     
 Yorumlayan : Lokman Kahraman      Tarih : 19/03/2011 00:00:00
   
Bolvadin
19/02/2008
Mesaj Bilgisi
174

Başarılı Üye
 
Çanakkale Savaşında Metrekareye Düşen 6,000 Mermi Her Bedende 3,000 Mermilik yer bulmuştur...Aklın ve İzanın Tasavvur Edemediği Cihana Karşı alınan Bu Zafer Milletimizin Her Ferdinin İdrak Etmesi Gereken Milli Bir Şuurdur... *** Vatan, Bayrak, Ezan..., Namus Onlara Emanetti...Ölmeden O Emanetlere Sahip Çıkamayacaklarını anlayınca Herbiri Eve Dönmekten Vazgeçti... *** ALLAH’ ın arslanları bir avuçtular… Havada çarpışan mermi sağanağında yılmadılar, vuruştular.Düşman göremedi bu kanatsız melekleri ALLAH’ı arzu ettiler, akşama kavuştular… *** Allah Celle Celalühu Din, Namus Ve Vatanları için Adanmıış tertemiz Ruhlarına Sonsuz Rahmet Eylesin... Devamını Gör

     
     
 Yorumlayan : Hacer OKUMUŞ      Tarih : 19/03/2011 00:00:00
   
Dişli'den
01/07/2007
Mesaj Bilgisi
180

Başarılı Üye
 
9 Ocak 1916''da Çanakkale''de şehit düşen Gümüşhane''nin Şiran ilçesinden Üsteğmen Zahid''in eşi Hanife Hanım''a vasiyeti niteleğindeki mektubu: ''''Ben ölürsem sakın gam yeme. Beni ve seni yaratan Allah bizi nasıl dünyada birbirimize nasip etti ise benden şehitlik rütbesini esirgemediği takdirde elbette, ruhlarımızı da birbirine kavuşturur. . Vatan yolunda şehit olursam bana ne mutlu. ancak sana bir vasiyetim var: Birincisi benim için kat''iyyen ağlama... ikincisi, eşyamın listesi ilişikte. Bunları sat, ele geçecek paradan mihr-i muaccel ve mihr-i müeccel''ini al, üst tarafı ile bana mevlit okut. Eğer bunlar borcumu ödemezse hakkını helal et.'''' o günün anaları, babaları ve oğulları bir inanç ve şuur içinde düşmana geçit vermemişlerdi.

     
     
 Yorumlayan : mustafa okumuş      Tarih : 19/03/2011 00:00:00
   
Dişli Kasabası
19/07/2005
Mesaj Bilgisi
497

V.I.P. Üye
 
Çanakkale Savaşında şehit olan dedelerimize Allah''tan rahmet diliyorum. Tokatlı Emir Veli oğullarından Kadir oğlu Abdil dedem Çanakkale''de şehit olmuştur. Şehit torunu olmaktan gurur duyuyorum. Belki yeni nesil şehitlerin soyadları niye yazılmamış diye sorabilirler. Soyadı 1934 yılında çıktı. Daha önce nüfus cüzdanlarında lakap veya şöhreti diye yazılıyordu. Çanakkale geçilmezdi geçemeyecekti ve Çanakkaleyi geçemeyeceklerdi Peki niçin geçilmezdi? ve neden geçememişlerdi? Çünkü karşılarında Afyon tren istasyonunda son yongası olan oğlunu uğurlarken: Oğlum Babanı Dimetoka''da, dayını Şipka''da Ağabeylerini Çanakkale''de kaybettim. sen benim son yongamsın. Sen dönmezsen ben Allah''a emanet. Git sen de git diyen mübarek analar vardı.

     
     
 Yorumlayan : Ibrahim Koylu      Tarih : 19/03/2011 00:00:00
   
fransa
04/12/2005
Mesaj Bilgisi
428

Fanatik Üye
 
Butun CAnakkeledeki sehidlerimizinve gazi olupda vefat etmis gazilerimizin kabirleri nur mekanlari cennet olsun ve onlardan ALLAH razi olsun ALLAH insallah bizleride onlarin mekaniyla sereflendirsin obur dunyada peygamberimize ve onlara komsu etsin

     
     
 Yorumlayan : Mustafa ÖZKAN      Tarih : 18/03/2011 00:00:00
   
isT
28/03/2008
Mesaj Bilgisi
4

Yeni Üye
 
Türk Milleti, kendi şehitlerine gösterdiği özeni ve ilgiyi, bu savaşta ölen yabancı askerlere de göstererek, insanlığın yere düşen onurunu da ayağa kaldırmıştır.

     
     
 Yorumlayan : Mustafa ÖZKAN      Tarih : 18/03/2011 00:00:00
   
isT
28/03/2008
Mesaj Bilgisi
4

Yeni Üye
 
Allah yolunda canını feda eden, dinini, vatanını, bayrağını savunurken ölen, haksız yere öldürülen Müslüman’dır. Şehitlik, Allah katında peygamberlikten sonra en yüksek mertebedir. Şehitler, Allah’ın sevgili kullarıdır. Cennet’te onlar için sonsuz nimetler hazırlanmıştır. Arapça, “Tanık” anlamına gelen şehit, inançlarını yadsımamak uğruna, Allah’a ya da kutsal saydığı değerlere tanıklık etmek ülküsüyle can veren kişidir. Kur’an, Allah yolunda öldürülenlerin, Allah’ın bağışını ve merhametini kazandıklarını bildirir. “Sakın Allah katında öldürülenleri ölüler sanma. Doğrusu onlar Rableri katında diridirler. Cennet meyvelerinden rızıklanırlar.” (Al-i İmran Suresi:169-170)

     
     
 Yorumlayan : Lütfi Yıldırım      Tarih : 18/03/2011 00:00:00
   
manisadan
17/05/2010
Mesaj Bilgisi
17

Yeni Üye
 
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferimizi ve Tüm Şehitlerimizi Minnet ve Şükranla Anıyoruz...ÇANAKKALE GEÇİLMEZ...

     
     
 Yorumlayan : ismail gençer      Tarih : 18/03/2011 00:00:00
   
dişli
26/07/2008
Mesaj Bilgisi
63

Aktif Üye
 
Çanakkale zaferinin 96 zafer yılında şehit olan ejdadımızın ruhu şad mekanı cennet olsun bize bu cennet vatanı gözünü kırpmadan kanınnın son damlasına savunup bayragımızı dalgalandıran ezanımızı minarelerden susturmayan cihanı alemde TÜRKÜN yokolmayacagını ispatlayan türk ordumuzu unutmayacagız çanakkalede şehit kalan köylümüze ve dedemin babası molla kadir oğlu ahmete ömür boyu minnettarım sizler rahat uyun bu millet dünya durdukca var olacak sizin döktüğünüz kanın hakkını verip bu toprakları kimseye vermiyecegiz böldürmeyecegiz hepinizin mekanı cennet olsun NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

     
Toplam 2 sayfada 12

Habere Yapılmış Toplam 18 Yorum Bulunmakta