MuhammedFatih UYAR - ........ - 08/09/2009,11:36:07 AM
memed bi bidon gazyagi dök yak kendini..
Mehmet Alkan - BURDUR - 06/09/2009,11:33:17 AM
Agirdir sevmelerim her yürek tasimaz, büyüktür umutlarim her omuz kaldiramaz, hersey olurda su kalbim, bir tek sensiz olamaz... Benim için özel birisine ve tüm sevenlere...
Mehmet Alkan - BURDUR - 05/09/2009,12:04:13 PM
Disliyi çok özledim. Tüm dislilere çok çok selamlar...
Birol ozdemir - disli - 05/09/2009,11:52:04 AM
ARTIK BU ELEKTIRIK KESINTILERINE BIRININ EL ATMASI LAZIM DISLININ ELEKTIRIK SEBEKESI ÇOCUK OYUNCAGI DEGIL ZIRT KESILECEK ZIRT AÇILACAK KARDESIM BUNUNDA BIR ADABI VARDIR
BU YÜZDEN BENIM BILGISAYARIM ARZALANDI BI BENIMBI KIM BILIR BENIM GIBI KAÇ KISI MAGDUR OLUYOR
EGER BIR ARIZA VARSA KESINTI OLACAKSA ÖNCEDEN BILDIRILIR BELEDIYE ,HOPARLÖR DIYE BIRSEY VAR BIR AÇILIP BIR KAPANAN BIR ELEKTIRIK OLMAZ
KASABAMIZIN BIR IDARE MAKAMI VAR BUNA BIR ÇÖZÜM BULMASI LAZIM
,BÖYLE OLDUGU SÜRECE HER KES KAFASINA GÖRE AT OYNATMAYA DEVAM EDER BEN GIBI BIRSÜRÜ VATANDASTA MAGDUR OLUR
ARTIK BU ELEKTIRIK KESINTILERINE BIRININ EL ATMASI LAZIM DISLININ ELEKTIRIK SEBEKESI ÇOCUK OYUNCAGI DEGIL ZIRT KESILECEK ZIRT AÇILACAK KARDESIM BUNUNDA BIR ADABI VARDIR ARTIK BU ELEKTIRIK KESINTILERINE BIRININ EL ATMASI LAZIM DISLININ ELEKTIRIK SEBEKESI ÇOCUK OYUNCAGI DEGIL ZIRT KESILECEK ZIRT AÇILACAK KARDESIM BUNUNDA BIR ADABI VARDIR
dün canim olan lar yarin düsmanim olamaz benim yasananlarin hatiri hep sakli kalir
hatirlari hep sorulur selamlari hep alinir sildiklerim vardir birde onlar yanlislarim ve pismanliklarimdir adlari anilmaz hatirlari sorulmaz sadece bedduamdir
vicdanla birlikde seref hasiyet ararim sevdiklerimden her zaman dogru deyildir elbet
tercihlerim zaman gelir
SEREFSIZLERIDE SEVERIM
ahmet özcan - kütahya dpü - 02/09/2009,9:40:47 PM
uzun ama sonuna kadar okuyunca okuduguna degecek bir anlami var...
selçuk guvenir - ayasofya - 02/09/2009,9:22:03 PM
ahmet derdin ammada uzunmus
ahmet özcan - kütahya dpü - 02/09/2009,3:32:23 AM
DERDIM VAR TABIP BEY
Derdim var Tabip Bey,hem de çok derinden,
Bilmem bu hastaliga var mi bir reçeten?
Hikayem uzun ve kederli, ne olur beni iyi anla,
Üç kurusluk menfaat için sakin ha vaktim alma.
Unutur yahut yanilirsam,tutup sorguya çekme,
Zaten derdim basimi asar ,biraz da sen yükleme.
Ben:” bir mafya babasiyim”,yahut belanin anasi!
-Kapismayalim seninle muayene ile reçete arasi.
Yüregini iyi aç,olmasin arada gaflet perdesi,
Karismasin birbirine ney ile düdük sesi!
Dinle simdi hayat hikayemi,dertlerim satir aralarinda,
Belkide bu hastaligin bir benzeri yok tib kitaplarinda.!
Haramla beslenen bu soysuzlara derim,” ********.”.
.Ah... Mümkün olsa da bu asalaklari bir kovsak...
Üç bes sefilin yaldizli sözüne nasil da kandik?
Gaflet yorgani üstümüzde hala uyanamadik.
Talip oluyorlar her daim zillete,
Zulmediyorlar her firsatta bu millete.
Yüregimin sancisi baslar ta en tepeden,
Dertlere gark olmusum su müflis sistemden...
Ya asarim bunca badireyi ,çikarim düzlüge,
Isyanimla ölürümde teslim olmam sessizlige!...
Daima ah çekerim sesi duyulmayan çigliklara,
Münkerati görüp de ama misali bakanlara.
Ey sukut eden alimler,hocalar,
Hiç mi okumadiniz?
‘Haksizlik karsisinda susan olurmus dilsiz seytan,’
Dile gel konus;
Sen konusursan sayet inayet eder alemleriYaratan.
Konus be adam...Ver kürsinin hakkini,yahut in asagi!
Isterim ki, hiç degilse sizler olmayin zalimlerin usagi!
Ne kolay bir meslek; efendilere salla basini,
Helal olsun koçum, al maasini.
Alemi düzeltmek sana mi kaldi?Kildir besi,bitir isi
Elinizde tutsak olmus,bir rehber-i hakikat
Dilegim tan, sizlerde olsun sadakat
Iftira mi ediyorum? Söyleyin varsa sözünüz,
Kalmadi mi yüce ecdadtan azicik olsun özünüz?
Masal degil okunan,ne de hikaye kitab- i Kur an,
“Benden hakkiyle korkun” diyor alemleri Yaratan!
Söyleyin askina tas mi kesildiniz?
Lal mi oldu diliniz,niçin çikmaz sesiniz?
Su hale bak,Kral anadan üryan gezer,
Ey millet bakiniz, adam çiplak diyemezsin,
Bir avuç eskiya zorla alir ekmegi elimizden,
Yutkunur derinden,lakin sesini yükseltemezsin.
Marjinal bir gurup oturmuslar en tepeye,
Cihadin en sevimlisi yapilirmis zalim yöneticiye!
Maksadim gafilleri uyarip,hak yola davetiye,
Benim asla düsmanligim yoktur kendi devletime!
Hakim olmus, azinlik bir milletin zulmeti ülkeme,
Yakamizdan düsmez bir türlü kan emici kene.
Kinim ne masum hocalara ne de sessiz alimlere,
Haydi Tabip Bey yaz derdime sen bir reçete.
Tabip Bey....
Fuhus rezaletini sana anlatmaya dilim varmadi,
Namus tarumar olmus hayadan eser kalmadi.
Kadin eti en ucuz meta oldu bizim pazarda
Sokaklar yetmiyor, zina icra edilir nice mezarda!
Özgürlük oldu artik hayvanlar gibi çiftlesmek,
Çok eskiden imis in emri ile evlenmek.
Yerle yeksan olmus nice kudsi degerler,
Bir zamanlar dünyaya örnek imis bu yerler.
Seytanin ordusunda en güçlü firka,
Çiplak kadinlardan taarruz var ehli imana.
Bu fitnenin adi, bizim alemde, “disidir”
Onlara karsi koymak Yusuf larin isidir!
Hayat kadini, diyorlar bataklikta yüzene,
Elbet bir kaç sözüm olacak çirkefdeki güzele.
Onlar hayat kadini degil hayatin tam da içinde,
Asil soysuz dizginleri tutar daima elinde!...
Eti satilan o kadin benim anam, sana da baci,
Aslinda onlar her daim bu milletin bas taci!...
Sen hiç düsündün mü Hayat kadini ne demek?
Alinan her nefes bin ölüme denk!...
Hangi kadin ister düssün bu sefil dereye?
Hele sen bir tanik olsan bunlara yön verene.
Oysa her sey asikar,
Fuhus patronu olmus ülkenin vergi babasi,
Boynunda takili devlet üstün madalyasi!..
Güya kanunlar toplumda zinayi meneder,
Oysa her zemin ve yol adeta olayi tetikler.
Cidden devlet basvursaydi saglam bir tebdire,
Herhalde bu kadar ragbet olmazdi günahi kebire.
Nerede bu tezgahlarin mucidi kravatli beyler?
Keske hayat kadini kadar namuslu olabilseler.!...
Ey hayatin içinde kaybolan ,hayat kadini,
Ilericilik ve özgürlük koymuslar tuzagin adini,
Ah bir bilsen,bu yaldizli sözlerde ne hilekarlik,
Hayatiniz zindan,her yer zifiri karanlik.
Kinim ne masum kadinlara ne de kizlara,
Haydi Tabip Bey sen bana bir çare ara.
Çirkefe bulasmadik yerimiz kalmadi,
Seyrederken bu çagdas ve medeni vahseti,
Hayret bu ne zillet ?
Bir koca asir ge.ti hala çilemiz bitmedi...
Iltimas,adam kayirmak,her sey caiz,
Kirk bin derdin sebebi kahrolasi faiz,
Tozuna bulasmadik fert mi kaldi?
Korkarim kiyamet vakti iyice yaklasti!..
.
Yarab Senin adaletinden elbet sual olmaz,
Kitaplardan okudum mazlumun ahi yerde kalmaz.
Tecelli etsin artik Ilahi adalet,
Bitsin çilemiz, son bulsun nihayet.
Daha sayacak çoktu,derdim ve sitemim
Desifre edecektim herseyini kokusmus düzenin
Nice mahrem seylerde biliyorum nakletmek isterim,
Lakin alnimda nokta nokta terler, kisildi sesim.
5. bölüm
Sonra Tabip;
-Tamam kardesim dedi,
Aldi beni tam karsisina,
Pür dikkat dinlemisti basini sallaya sallaya.
- Kardesim;
Belli olur yigit adam savas sirasinda,
Gerçek dost taninir ihtiyaç aninda,
Nazik ve efendi kisi ancak öfke sirasinda,
Mert adamsin asikar,gayette yigitsin,
Tanisalim hele bir yol sen nerelisin?
Aslim; Dogulu fakat göçtüm nice diyarlara,
Anam diye sirtimi dayadim buz gibi duvarlara,
Takildim sonra delice esen kader rüzgarina,
Merak ettim sizin memleket neresi acaba?
Tabip gülümsedi,
Herkesin beldesi elbet sirindir insana,
Evliyalar diyari derler esi yok cihan da,
Bagrinda yatar canlarin piri Mevlana.
Anladim Tabip Bey saglam yerdensin,
O sehrin adi yesil Konya,minareleri inlesin,
Hamd olsun bende nihayet buldum tabibimi,
Yoksa benim bu uzun hikayemi kim dinlesin?
Hos basladi sohbetimiz, sevdim hekimi,
Gözlerimin içine bakarak sikica tuttu elimi,
Kabza tutmustu avuçlarim parmaklarim tetik,
Içime akmaya basladi sefkat yüklü elektrik.
Dogrusu garip bir reçete yazdi:
Senden birsey soruluncaya kadar susman,
Hayirlidir susturuluncaya kadar konusmandan.
Söz ilaca benzer, azindan fayda gelir,
Insana aradigi seye göre deger verilir.
Küfretme karanliga,bir mum yak gücün varsa,
Yasadiklarini bir rüya say, zanna kapilma,
Bu yolda basin kopsa da sakin aldirma.
Dilegin ne ise sabret,bir gün kavusursun,
Hicranina ortagim sana mujdeler olsun.
Anladim, sen benim ülkemin hayatini okursun !
Çekilen her elemin sonunda ferah gelir,
Sen bir mum yak,gör bak ne mesaleler yükselir.
En tatli sular karanlik magaradan dogar,
Senin bu derdin nice hastalari sifaya bogar!...
Dünyada hiçbir küçük ser yoktur ki ,
Içinde nice büyük hayirlar bulunmasin!...
Düzen.... temeli çürük asla seni korkutmasin,
Basini dik tut seni kimse hasta sanmasin.
Aydinlik olacak er geç bir gecenin sabahi,
Tünelin sonunda gözükür ümmetin felahi.
Hasta degilsin, sana hos kederler vermis,
Kulum bana böylece birazcik yalvarsin istemis.
Bu dertler Yaradani anmak için vesile,
Satma derdini sakin,dünyayi verseler bile.
Sig vicdaanlarin derdi,ancak sahsi ve ailevi olur,
Engin vicdan sahipleri ise toplumun derdiyle kavrulur.
Bundan böyle iyilerle bir ve beraber ol,
Sakin ha yeis çukurunda kalma,
Yeis,
Dibi görünmeyen igrenç bataklik,
Ümit ise genis bir yol, hem kuraklik.
Nefis seytani yatar kuytu bir odaya,
Derdin biterse sayet hemen çikar ortaya.
Her illetin bir sifasi vardir ama,
Sen bu dertle yasa,birak doktor arama!..
Zira bazan derdin kendisi sifa olur!...
Böylesi hastalik çok nadir bulunur.
Sabirli ol, acele yapilan her is seytandan,
Alti günde halk etmis yeri gögü Yaratan.
Sikintilara diren,kesme ümidini rahmetten,
Bu haline daim sükret,faydalan her nimetten.
Sevdandan vaz geçme,sabret her ezaya,
Azimli ol,tevekkül et kader ve kazaya
Tomurcuk derdi olmayan agaç, ancak odun
Dert degil,tazecik filiz senin maksudun!
Kapilma gazap rüzgarina, yere savurur seni,
Ulasmak istersen menzile,hemen terket nefsin
Eli büyük olan degil, nasibi olan yer,
Elbette günahimiza keffaret bunca ser.
Belki reçetem agir oldu,ama yaraya nester,
Elbet günahimiza keffaret olacak bunca ser!
Kin tutma daima affetmek siarin olsun,
Kov hasedi ruhundan,gönlüne nur dolsun
Ama sana yapilanlari sakin ha unutma…
Reçeteyi muska yap,as boynuna,burusturup atma…
hatice tekes - - 02/09/2009,12:06:18 AM
Söylediklerinize Dikkat Edin ... Düsüncelere Dönüsür...
Düsüncelerinize Dikkat Edin ... Duygulariniza Dönüsür...
Duygulariniza Dikkat Edin ... Davranislariniza Dönüsür...
Davranislariniza Dikkat Edin ... Aliskanliklariniza Dönüsür...
Aliskanliklariniza Dikkat Edin ... Degerlerinize Dönüsür...
Degerlerinize Dikkat Edin ... Karakterinize Dönüsür...
Karekterinize Dikkat Edin ... KADERINIZE DÖNÜSÜR...
ahmet özcan - kütahya dpü - 01/09/2009,11:43:53 PM
Ufukta bir gemi görsem seni tasiyan, Mavi denize dalardim geriye bakmadan .Uçsuz bucaksiz mavilikte arardim beni .Taa ki beni sende bulana kadar.
Kevser Solmaz - AFYON - 01/09/2009,11:20:40 PM
O Sadece Çignedi Sen Tükür Gitsin..!!!
Mehmet Alkan - BURDUR - 31/08/2009,5:49:50 PM
Bütün dislililere ve istanbul kaynarcadaki
özel birine çok çok selamlar...
ahmet özcan - kütahya dpü - 30/08/2009,4:21:29 AM
IBRET AL YERE DÜSEN YAPRAGA... ;
O DA SENIN GIBI TEPEDEN BAKARDI TOPRAGA...
ahmet özcan - kütahya dpü - 30/08/2009,4:16:50 AM
ANNE SEVGISI
Anneni seviyor musun?
Annene nasil davraniyorsun?
Yeni bir MerCedes arabaya, süper bir villaya, güzel bir ese sahib olmak. Fakat bunlardan daha güzeli insanin annesinin yaninda olmasi ve onu her sabah öperek " Allah senden razi olsun anne" demesidir...
Çocuklarin bir çogu anneleri ile beraber olmaktan sikilir ve onlarla beraber yürümekten çarsi ve pazara gitmekten utanirlar. Aksine anneler çocuklarini çarsiya götürdüklerinde yahut akrabalarindan birinin evine götürdüklerinde onlarla iftihar ederler... Hakikaten ne güzel anneler ve ne kati evlatlar...
*Evlenmek için kizini isteyen birinin ahlakini, dindarligini, aslini, malini mülkünü ve isini sormadan önce anne ve babasina karsi davranislarini sor!
*Herkes esine ve arkadasina hediye göndermek ister, fakat Allah islah etsin hangimiz annesine hediye göndererek süpriz yapmayi düsünür...
*Belki annenin senin için kalbinde tasidigi sevginin büyüklügünü bilemezsin. Ancak evlenip çocuk sahibi olduktan sonra annelerin çocuklari için tasidiklari sevginin büyüklügünü anlarsin! Simdi anlattiklarimdan sonra annenin senin için kalbinde tasidigi sevginin büyüklügünü hissetmiyorsan senin kalbinin çorak bir araziden farksiz oldugunu kabul etmelisin...
**Bu dünyada herseyin bir çaresi vardir:
esin; bosarsin ve daha güzeli ile evlenebilirsin.
Çocuklarin; onlardan baskasini dünyaya getirebilirsin.
Mallarin; onlardan daha iyisini elde edebilirsin
... Fakat annen...
O, gittigi zaman geri dönmeyen tek seydir.
**Içimizden kaç kisi annesinin elini öpüyor, kaç kisi annesinin basini öpüyor ve yine içimizden kaç kisi annesi ile hürmet ve edeple konusuyor. Herhangi birimiz annesine karsi nasil davrandigina dikkatle baksa kendisini hayirsiz, vefasiz ve suçlu bulur.
Su tarihi bir gerçektir ki kim annesine isyan etmisse hayati boyunca hayir ve mutluluk görmemistir. Ve yine tarihi bir gerçek olarak annesine kötü davrananalarin, çocuklarinin da onlara ayni sekilde ya da daha kötü davrandiklarini biliyoruz.
Insan ne kadar aciz bir varliktir...
Peygamber efendimiz buyuruyor ki; kim hayra delalet ederse o hayri isleyenlerin kazandigi sevabi kazanir. Kim de serre delalet ederse o serri isleyenlerin kazandigi günahi kazanir.
hatice tekes - - 30/08/2009,12:08:16 AM
"Basimi koydugum her yerde,
alti yönde ve ötesinde ibadet edilen O'dur.
Bag, bahçe, gül, bülbül, sema, sevgili hep
birer bahanedir.
Maksud olan hep O'dur."
MEVLANA
Birol ozdemir - disli - 29/08/2009,10:36:47 PM
Osmanli ordusunu ayakta tutan 3 unsur
Osmanli ordusunu yakindan tanima firsati bulmus yabancilar, sefirler ve komutanlar, yenilmezligin nedenini üç unsura baglamislar, bu özelliklere dikkat çekmisler.
Düsmanlarinin bile hayran oldugu ordu!
Adi, tarihteki büyük kumandanlar arasinda anilan Napolyon Bonapart'a, Saint Helena adasinda hapiste bulundugu sirada "Kimler büyük adamdir?" diye sormalari üzerine, o, Fatih Sultan Mehmed'i kastederek: "Büyüklükte ben onun çiragi bile olamam. 'Neden?' derseniz, bana pek aci gelen bir gerçegi açiklamam icap eder ki, o da sudur: Ben kiliçla fethettigim yerleri, hayatta iken geri vermis bir bedbahtim. O ise, fethettigi yerleri nesilden nesile intikal ettirmenin sirrina ermis bir bahtiyardir." demistir.
13. yüzyilin sonlarinda tarih sahnesine çikan Osmanli Devleti'nin sinirlari, 16 ve 17. asirlarda en genis hâline ulasmisti. Bati cephesi Trieste ile Viyana'da, kuzey cephesi Polonya'nin bitisigindeydi. Karadeniz ile Azak Denizi birer Osmanli gölü hâline gelmisti. 1475'ten 1768'e kadar Osmanli Imparatorlugu ile ona bagli devletlerden baska hiçbir devletin bu denizlerde kiyisi yoktur. Kafkasya'nin batisi gibi, Asya'nin batisinda Dicle ve Firat nehirlerinin yataklari da Iran Körfezi'ne kadar Osmanli idaresi altindaydi. Osmanli, Suriye'yi de en genis cografî mânâsiyla elinde tutuyordu. Arabistan'in batisi bütünüyle en güneydeki Yemen'i içine alacak sekilde Osmanli idaresindeydi ki, bu da Osmanli'ya Hint Okyanusu'nda hâkimiyet sagliyordu. Ayni sekilde, Kuzey Afrika da Misir'dan en batidaki Fas'in dogu sinirina kadar Osmanli topragiydi. Böylesine büyük bir devletin uzun ömürlü olmasinda, kaynagini mânevî degerlerden alan bazi hususlar vardir ki, bunlarin bilinmesi yeni yetismekte olan nesillere ufuk açacaktir.
• Osmanli ordusunu ayakta tutan üç unsur neydi?
Itaat, intizam ve temizlik
Osmanli ordusunun muvaffakiyete ulasmasinda en mühim hususiyet; âmirlere itaat, nizam ve temizlik.. kisaca iç ve dis disiplindir. Osmanli ordusunu yakindan tanima firsati bulmus yabancilar, sefirler ve komutanlar, onun bu hususiyetine dikkatleri çekmislerdir. Meselâ, Avusturya'nin Istanbul Büyükelçisi Busbecq, Kanunî'nin Amasya ordugâhini söyle tasvir eder:
"Bu muazzam kalabalik içinde medhe deger görünen nokta, sessizlik ve disiplindir. Hiçbir bagrisma ve ugultu yoktur. Hâlbuki alelâde kalabaliklarda böyle seyler eksik olmaz. Herkes kendisine tayin edilen noktada rahatça duruyordu. Pasalar, sancak ve alay beyleri, yüzbasilar ve daha küçük Türk subaylari yerlerine oturmuslardi. Alelâde neferler ayakta idi. En çok göze çarpan topluluk, sayilari birkaç bine erisen yeniçerilerdi. Bunlar, diger birliklerden ayri bir yerde uzun bir saf hâlinde duruyorlardi. O kadar sessizdiler ki, benden çok uzakta bulunmadiklari hâlde, acaba canli insanlar midir, yoksa birer heykel midirler diye tereddüt ediyordum. Bu mevkiden ayrildigim zaman, hos bir manzara göründü. Sultan'in hassa alayi, atlar üzerinde, yerlerine dönüyordu. Atlar gayet güzel ve yüksek olmalarinin yaninda, gayet bakimli ve süslü idi."
Georg von Mühlenbach baska bir yazisinda Osmanli ordusu ile alâkali sunlari söyler:
"Orduda düzen tek kelimeyle fevkalâdedir. Fikrimce bu nizam, içki yasagi ile saglanmaktadir. Içki yasagi, Türk askerini itaatkâr, uyanik ve kanaatkâr yapmistir. Ordugâhta en küçük bir gürültü ve münakasa duymak mümkün degildir. Halk, ordularinin geçisi sirasinda en ufak bir endise hissetmez. Ordu, geçtigi yerde her seyi pesin para ile satin alir; hanlarda geceleyen asker, parasini öder. Türk ordugâhina, kizlarina tecavüz edildigi için sikâyete gelen anneler görmek mümkün degildir. Malinin asker tarafindan yagma edildigini, hos olmayan herhangi bir muameleye muhatap oldugunu söyleyerek sikâyete gelen de yoktur. Zîrâ böyle seyler olmaz.
Bu anlayis, Türk ordusunu muzaffer kilmis ve devletini muntazam sekilde büyütmüstür. Biz Hristiyanlarin ordularinda ise sarap, Türk ordusunda görülenlerin tamamen aksini husule getirir. Türkler bunu çok iyi bilmekte ve degerlendirmektedir. Ordugâhlarina sarap girmemesi için her türlü tedbiri alirlar. Iki üç gün önce bir konaga vasil olduk, bu konakta meyhaneler vardi, ordu orada bulundugu müddetçe meyhaneler kapatildigi gibi, her türlü sarap alisverisi de yasak edildi."
Osmanli ordusunun harp gücünü Maresal Montecuccoli, birçok Bati diline çevrilerek klâsik olmus Tabiye isimli kitapta söyle anlatiyor: "...Osmanli Devleti o derecede kudretli ve kuvvetlidir ki, çok sayida, mükemmel egitim görmüs askerlerden mütesekkil ordusu, her an harbe hazirdir. Istenildigi anda yürüyüse geçebilen bu ordu, her zaman emre âmadedir. Ordunun yürüyüse basladigini daha düsman ögrenmeden Türk ordusu, muharebe sahasina girmistir. 1660 yilinda gemilere manda ve öküzleri kosup Tuna yoluyla Belgrat'a, Osiyek'e, Budapeste'ye Türklerin çektirdikleri gemiler ve tasidiklari yiyecek ve agirliklar tarif edilemez, akil almaz. Gerek ordu yürüyüsünü, gerekse agirlik naklini Osmanlilar, bütün hileleri kullanarak saklarlar. Düsman casuslarina dâima ters hedef verirler. Her seferindeki hileleri de, bir öncekinden farklidir. Nitekim herkesi Venedik seferi yapacaklarina inandirip birden Transilvanya'da görünen Türk ordusu, saskinlik dogurmustur. Malta'ya gideceklerini yayip Girit'e sefer etmeleri de böyledir. Savastan çok önce vaktiyle tedarik görmek, Romalilarda usul ve kaide idi. Osmanlilar, baslangiçlarindan itibaren Romalilarin bu usul ve kaidesini aynen tatbik etmislerdir. Osmanli ordusundaki her çesit san'at erbabi isçinin sayisi, sasilacak kadar çoktur. Kilavuzlari ve casuslari da çoktur. Ordunun büyük agirliklari ve toplari bulundugu için nakliyeye ehemmiyet verilir. Diger milletlerin tahammül edemedikleri, takat getiremedikleri mesakkatlere Türk ordusu alisiktir. Çok iyi siper ve tabya yaparlar. Ordunun yürüyüsü fevkalâde sür'atlidir. Bizde 'Türk'te ayak kursundan ve el demirdendir.' atasözü meshurdur. Türk askeri cesurdur."Aslinda Montecuccoli'nin bu sözleri Osmanli ordusunun, Hz. Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) savas stratejilerini ehemmiyetle benimseyip tatbik ettigini göstermektedir.
ise, Osmanli ordusunu ve karargâhini söyle tasvir eder: "Ilk dikkat ettigim husus, muhtelif teskilâta mensup Türk askerlerinin, kendi karargâhlari içinden hârice çikmamalari idi. Bizim karargâhlarda cereyan eden isleri bilenler, buna inanmakta zorluk çekerler. Fakat gerçek su ki, her tarafta tam bir sükûnet ve sessizlik hüküm sürüyordu. Kat'iyen kavga ve münakasaya tesadüf edilmiyordu. Hiçbir zorlama ve siddet harekâti görülmüyordu. Sarhosluktan yahut kafa kizginligindan ileri gelen yüksek sesler bile yoktu. Bundan baska, her taraf tertemizdi. Gübre yiginlari, süprüntüler görülmüyordu. Göze yahut buruna fena gelecek hiçbir seye tesadüf etmedim. Bu gibi seyleri Türkler yakiyorlar yahut uzaga götürüyorlar. Neferler de büyük bir çukur açarak, pislikleri oraya gömüyorlar ve karargâhi tertemiz tutuyorlar. Bizim askerimiz arasinda oldugu gibi hiçbir tarafta bir sarhosluk, cünbüs yahut kumar gibi seylere tesadüf edemezsiniz. Türkler kâgit ve zar oyununu bilmezler."
Kevser Solmaz - - 29/08/2009,12:47:29 AM
BILSEYDIN HER AN GÖNÜLDE VUSLATA DURACAGINI..GIDERMIYDIN..???