Bir gülümseme ; sevginin ve insan olmanin anahtaridir.
Bir gülümseme ; iç dünyamizin güzelliklerini , disa yansitir.
Bir gülümseme ; bir külfeti yoktur , fakat çok sey kazandirir.
Bir gülümseme ; evde saadet , is yerinde muvaffakiyet.
Bir gülümseme ; baskalarina ikramda bulunmak demektir.
Bir gülümseme ; vereni fakirlestirmeden , alani zenginlestirir.
Bir gülümseme ; bir an sürer , bazen ise ebediyen yasar.
Bir gülümseme ; yorgun olan insani dinlendirir.
Bir gülümseme ; ümitsiz olana nese ve hayat bahseder.
Bir gülümseme ; karanlik bir çehreyi aydinlatabilir.
Bir gülümseme ; satin alinmaz , rica ile elde edilemez.
Bir gülümseme ; ödünç verilmez , çalmak da mümkün degildir.
Bir gülümseme ; kendiliginden verilmedikçe ise yaramaz.
Bir gülümseme ; ona ihtiyaci olanlara ilaç gibi gelir.
Bir gülümseme ; sevgi köprülerini saglamlastirir.
Bir gülümseme ; bazen bir hayat kurtarir.
Bir gülümseme ; bazen bir savasi da önler.
Bir gülümseme ; bazen gülümsemeyemeyeni gülümsetir.
Bir gülümseme ; sadaka yerine geçer , sevap kazandirir.
Bir gülümsemeyi , gülümsemeye ihtiyaci olana bol bol verin.
Bir gülümsemeye, gülümseyemeyenlerin ihtiyaci oldugunu unutmayin!
Bir gülümseme ; için hiç kimse , ona ihtiyaç duymadan yasayacak kadar zengin ve kuvvetli degildir.
IKI INSAN ARASINDAKI EN KISA MESAFE GÜLÜMSEMEKTIR!
Mehmet Alkan - BURDUR - 18/06/2009,4:43:19 PM
Bir gün gelcek hersey güzel olacak...
bekir okumus - belcika - 17/06/2009,5:02:48 PM
dinleye bilen arkadaslar hpsini dinlessin http://video.google.com/videosearch?q=c%C3%BCbbeli+ahmet+hoca&hl=tr&emb=0&aq=0&oq=cubbeli#
bekir okumus - belcika - 17/06/2009,11:29:37 AM
(Ey mü'minler!) Gevsemeyin ve üzülmeyin. Eger (gerçekten) mü'min iseniz (düsmanlarinizdan) çok üstünsünüzdür.
(Âl'i Imran, 139)
Mehmet Yurdusev - Almanya - 16/06/2009,10:39:39 PM
almanyadan cesitli pertilerinden17 nene turk avruma millet vekilliyini kazandi belcikadan burukselden sirf 5 tene amir dagindanavrupa mellet vekillieyini kazandi bende civte vatandas oldugumdan benim ayilemde rey kullandik esbedeye almanyada sedece bizim partiden bizimde 8 tana turkavrupa millet vekili kazandi insallah avrupadan insallah turkiyeyi savunacaklar insallah yagci oglu mehmet yurdusev almanya franfurt
Mehmet Alkan - BURDUR - 16/06/2009,8:05:53 PM
Güzel dislimin güzel insanlari hepinize kucak dolusu sevgiler. Özellikle Istanbul kaynarcadakilere selamlar...
Latif BOYRACI - istanbul Büyükcekmece Tepecik - 15/06/2009,6:48:12 PM
Afyonkarahisarlilar kültür Yardimlasma ve Dayanisma dernegi'nin Düzenlemis oldugu 5.si Gelenekse Piknik ve Katmer Festivaline Tüm Hemserilerimiz Davetlidir
Yer:Oklali Koyu / Catalca/istanbul
Tarih:21 Haziran 2009 Saat: 08:30 - 18:00
irtibat Telefonu
0535 718 67 90
0543 605 09 22
0212 861 41 03
Yonetim Kurulu Adina
Baskan
Sedat CETINKAYA
bekir okumus - belcika - 15/06/2009,10:22:00 AM
"And olsun zamana ki, insan gerçekten ziyandadir."
"And olsun zamana ki, insan gerçekten ziyandadir."
(Asr:1-2)
bekir okumus - belcika - 12/06/2009,12:06:29 AM
Japonya'da bir süredir gökten kurbaga yagmasi halki ve bilim adamlarini hayrete düsürdü. Meteoroloji bile bu isi çözemedi..
Japon basininda yer alan haberlere göre, ay basindan bu yana Ishikawa bölgesindeki bazi kentlerde gökten ölü kurbaga yagdi.
Nanao kentinde 55 yasinda bir adam yakalandigi kurbaga yagmurunun tuhaf bir ses ortaya çikardigini söylerken, bir baska kent sakini de otoparkta otomobilinin ön camlarinin 100'den fazla ölü kurbaga ile kaplandigini anlatti.
Ölü kurbaga yagmurunun 48 saat sonra Hakusan kentinde de görüldügü yetkililerce bildirildi.
Bilimadamlari, siddetli firtina ve deniz hortumlarinin kurbaga ve balik gibi hayvanlari alip baska bir yere yagdirabilecegi açiklamasini getirirken, Kanazawa Meteoroloji Gözlemevi yetkilileri, bölgede siddetli bir rüzgar kaydedilmediginden kurbagalarin nasil geldigini anlayamadiklarini belirttiler.
Etiketler: japonya kurbaga yagmur
AA haber 7.com
muhammed mert - gercek olan heryerden...... - 11/06/2009,7:20:48 PM
Sayin Bekir Okumus,ögretmenmisiniz?
AHMET SAPMAZ - ISTANBUL - 10/06/2009,9:13:19 PM
KONU, YAZ KURAN KURSIYERLERI ARASINDA KUR`ANI KERIM YARISMASI ORGANIZASYONU. ORGANIZASYON PROGRAMI DÜSÜNCESI 03 DIYAD ISTANBUL. 2006 Yilinda 03 DIYAD tarafindan organize edilen kur`ani kerim yarismasinda kurslara katilan ögrenci sayisi 350 ,dir. O TARIHTEN BU YANA BU SAYIYA ULASILAMAMAKTADIR. Genel kanaat almak istiyorum, BÖYLE BIR ORGANIZASYONUN BU YIL YAPILMASI VE GELENEKSEL HALE GETIRILIP HER YIL TEKRARLANMASI KONUSUNDAKI TÜM DISLILIYIM DIYEN HEMSEHRILERIMIZIN DÜSÜNCELERINI YAZMALARINI BEKLIYORUM. KONU ILE ILGILI 03 DIYAD PROJESI HAZIRDIR.
bekir okumus - belcika - 08/06/2009,10:19:22 PM
BELCIKADAKI AFYONLU KARDESLERIMIZIN BASARILARI ..
YURTDISINDAKI ILK TÜRK ASILLI BAKAN BASARI GRAFIGINI YÜKSELTIYOR
Öte yandan 2004 yilinda Brüksel Bölge Hükümetinde tarihi anitlar, temizlik, aile ve spordan sorumlu Devlet Bakani olarak 'yurtdisindaki ilk Türk asilli Bakan' olan Emir Kir bu seçimde de oylarini arttirmayi basardi. Emir Kir bu seçimde 11 bin 546 tercihli oy alarak Brüksel Basbakani Charles Piqué'den sonra yine partisinin Brüksel seçim bölgesinde en fazla tercihli oyu alan aday oldu. Seçilmesine kesin gözüyle bakilan Devlet Bakani Emir Kir'in yeniden üst düzey bir göreve getirilmesi bekleniyor.
Bir önceki seçimde sadece iki tane Türk asilli siyasetçi Brüksel Bölge Parlamentosu'na seçilirken 7 Haziran seçimlerinde 3'ü bayan toplam 6 Türk asilli vekil seçildi. Baskent Brüksel Bölgesinden Frankafon Sosyalistlerden (PS) Emir Kir ve Emin Özkara yeniden seçilirken, Frankafon Hiristiyan Demokratlardan (cdH) ise Mahinur Özdemir bölge parlamentosuna girmeye hak kazandi. Flaman Bölgesinde ise eski senatörlerden Gent Belediye Baskan Yardimcisi Fatma Pehlivan ve Anvers'ten ayni parti Flaman Sosyalistlerden (Sp.a) Av. Güler Turan Flaman Parlamentosu'na seçilirken, eski gazeteci Veli Yüksel ise ilk girdigi seçimlerde basari göstererek Flaman Hiristiyan Demokratlardan (CD&V) milletvekili oldu.
Belçika'da 7 Haziran'da yapilan bölgesel seçimlerin yani sira Avrupa Parlamento seçimlerinde de 7 Türk asilli aday yaristi. AP'de Belçika'yi temsil etmeye en yakin Türk asilli aday Selahattin Koçak 35 bin civarinda oy almasina ragmen bu sayi seçilmesine yetmedi.
Belçika'da Bölge Parlamentolarina seçilen adaylar önümüzdeki hafta düzenlenecek törenle mazbatalarini alarak göreve baslayacak. (CIHAN)
Mehmet Alkan - BURDUR - 08/06/2009,10:09:23 PM
Sunu bilmek lazim kimseyi sevip deger vermeyeceksin.Çünkü hep sen kaybediyorsun.
SELAMLAR
bekir okumus - belcika - 08/06/2009,2:22:21 PM
resulullahin son gunleri
Yaslar ilerlediginden mi nedir, son birkaç yazimizda “son an’lar” meselesi nedense biraz daha ilgi alanimiza girdi... Ya önemli bazi tarihler birbiri ardina denk geldi, ya da bir çesit algida seçicilik söz konusu... Zaman su gibi akip gidiyor...
Bugün 8 Haziran 2009.
Hüzünlü bir günün sene-i devriyesi...
Peygamber Efendimizin miladi olarak 8 Haziran 632 de vefat ettigi düsünülürse, bugün itibari ile tam 1377 yil olmus.
2004 yili Nisan ayinda Kutlu Dogum Haftasi vesilesiyle Istanbul'da bilbordlara bazi sivil toplum kuruluslarinca, “Hz. Muhammed 1477” yasinda afisleri asilmisti. Iyi bir anma slogani degildi. Mevzuyu siglastiriyordu. O günlerde elestirmistim. Bu hesaba göre Hz. Musa 4 bin, Hz. Isa 2 Bin yasinda olur. Geçen yillarin uzunlugu mevzuya deger kazandiran bir muhteva olarak yansitilmamaliydi.
Tasavvuf düsüncesinde ilk yaratilan, varliklarin baslangiç sebebi olan Nur-i Muhammedî’dir. Yaratilmislar arasinda herseyden önce o vardi. Yunus Emre Divaninda bu konuyu uzun anlatir. Hz. Muhammed’in (sav) tüm varlik aleminde ilk yaratilan oldugunu ifade eden manzume ve beyitleri vardir.
"Allah’in ilk yarattigi sey, benim nurumdur” hadis-i serifinin devaminda âlemin yaratilis safhalari sirayla, kalem, levh, ars, hamele-i ars olan melekler, kürsi, diger melekler, gökler, yerler... seklinde ifade edilir. Göklerin ve yerlerin yaratilmasindan önceki safhalarda, yaratilis dogrudan dogruya Nur-u Muhammedîden gerçeklestigi bilgisine yer verilmektedir. Her seyin bir sebebe baglandigi bu hikmet dünyasinda, su görünen âlemin baslangicinin böylece takdir edilmis olmasi Ilâhî hikmete muvafik düsmektedir.
Son sözleri...
Mevzuya yaptigimiz bu giristen sonra, gelelim bundan 1377 yil öncesine, 8 Haziran 632 tarihine...
Peygamber Efendimizin vefatindan bir gün önceydi...
Herkes nefesini tutmus bekliyordu. Çünkü az evvel Hazreti Peygamber, “Bende bir hakki olan varsa gelsin alsin” dediginde, orada bulunan sahabelerden biri; “evet, benim bir alacagim var. Bir gün kirbacinizin ucu o sira açik olan sirtima degmisti de, canim yanmisti” dedi. Hz. Peygamber hiç tereddüt etmeden üstündeki kiyafeti siyirdi, arkasini döndü ve ‘vur’ dedi.
Herkes saskindi. O sahabe hemen kosturdu ve elini yüzünü Hz. Peygamber’in mübarek sirtina sürdü, doyasiya öptü. Ardindan da, “teninizin degdigi yerleri cehennem atesinin yakmayacagini bildigimden, mübarek bedeninize dokunabilmek için mahsus böyle söyledim” dedi. Hz. Peygamber bu davranisiyla, kul hakkinin ne kadar önemli oldugunu bir kez daha göstermis oldu.
Vefatina çok az bir süre kala göz nuru kizi Hz. Fatma’yi yanina çagirdi ve kulagina bir seyler söyledi. Hz. Fatma’nin önce üzüldügü sonra sevindigi görüldü. Hikmeti soruldugunda; “Babam bana yakinda vefat edecegini söyleyince çok üzüldüm. Fakat benim yanima ilk sen geleceksin dediginde ise sevindim” cevabi verdi. Nitekim Hz. Fatima Peygamber Efendimizden 6 ay sonra vefat etti.
Peygamber Efendimiz vefat etmeden az önce esi Hz. Ayse’nin dizine uzandi ve mübarek basini Hz. Ayse’nin çenesi ile gögsü arasina yasladi. Misvak istedi. Takatsiz olmasina ragmen, zaten inci tanesi gibi olan dislerini temizledi. Rabbi’nin huzuruna tertemiz gitmek istiyordu.
Bu vesile ile su noktanin da altini çizelim.
Peygamber Efendimizin son nefesini vermeden az önce dislerini temizlemesi, kiyametin kopmak üzere oldugunu bilseniz bile elinizde bir fidan varsa dikiniz tavsiyesini ve benzeri binlerce örnek davranisini kendimize de, toplumumuza da, insanlik alemine de yeterince anlatamadik ya, ona yaniyorum. Dünya Çevre Haftasi’nin kutlandigi su günlerde baska söze gerek kalir miydi?
Benzer örneklere diger dinlerin mühim sahsiyetlerinin hayatlarinda bu kadar yogunlukla denk gelinmis olsa, tüm dünya çoktan onlarin dinlerine dahil olmus olurdu. Hz. Peygamber’i ve bu dine ait degerleri ve güzellikleri insanliga anlatmakta geç kaldik, vesselam... Eger bugün dünyada inege tapanlarin sayisi Müslümanlarin sayisina yakinsa, kristal misüllü degerlerini dünyaya anlatamayanlarin “ah benim öküz kafam” diye düsünmesi ve hicap duymasi gerekir.
Durum böyle olunca, Amerikan Baskani Obama konusmasinda Kur’an’dan bir iki alinti yapti diye avunup duruyoruz. Bir örnek abide olarak Hz. Peygamber insanligi çepeçevre kusatincaya ve O’nun mesaji herkese ulasincaya kadar kendimizi yeterince birsey yapmis duygusu içinde hissetmemeliyiz.
Türkçe Olimpiyatlari’ndaki güzellige bir de bu pencereden bakiniz... Oralara, o tertemiz genç dimaglara götürülen nefes kimin nefesi... O tatli yüzler bize neden bu kadar sicak geliyor... Hangi iklimin rahmet esintileri o gençlerin çehrelerinde tebellür etmis ve bir nur halesi naksedilmis.
Sonra da vicdaniniza bir sorun... O mesaji oralara götürmek için gidenlere de, onlarin buralara gelmesine vesile olanlara da ne kadar katkimiz oldu. Neden sadece 115 ülke vardi da, insanoglunun yasadigi her yöreden, her köseden, her ülkeden, her kabileden çocuklar yoktu. Ve biz, bu mesaj ve bu nefes her yere ulasabilsin diye o civanmertlere, Basbakan Erdogan’in tabiri ile günümüzün o çagdas akinci beylerine nasil bir katkida bulunabiliriz? Bu sadece onlarin mi sorumlulugu ki kenardan seyrediyoruz. Bari birsey yapmiyorsak, hased ya da kiskançlikla hayirli islere mani olmayalim da, hiç olmazsa günahlarina girmeyelim. Seytani sevindirmeyelim.
Son anlari...
Peygamber Efendimiz vefatindan az önce son sözleri olarak; Namaza dikkat edilmesini, kadin haklarinin korunmasini, idare altindakilere iyi muamele edilmesini, emanetlerin yerlerine ulastirilmasini istedi." (Câmiü's-Sagîr, c.3, s.188/3190) Insanlik sirf bu ögütlere kulak verse, daha yasanilabilir bir dünya olusturmak isten bile degildir.
Son cümlelerini tamamlamisti ki, bir ara kapi çaldi. Gelen Hz. Cebrail’di. Selam verdi. Peygamberlik görevinin sona erdigini söyledi. Ardindan, kapida bekleyen bir misafir daha oldugunu ve eger izin verirse ancak içeri girebilecegini söyledi. Hz. Peygamber “o kim?” diye sordu. Hz. Cebrail, ölüm melegi Hz. Azrail dedi. Hz. Peygamber, “gelebilir, ben hazirim” cevabi verdi. Sahadet parmagini yukari kaldirdi; “Yüce Dosta" gittigini söyleyerek ruhunu teslim etti. Hz. Ayse seslendi, cevap alamadi. Hz. Peygamber’in mübarek gözünden bir damla yasin yanagina süzüldügünü gördü.
Bilemiyoruz artik Hz. Peygamber niçin agliyordu. Geride biraktigi dost ve arkadaslarinin hasretine mi, yoksa Müslümanlarin emanete yeterince sahip çikamayacaklari endisesi ile mi?
Ya Rasül... Emanetine yeterince sahip çikamadik, dogrudur. Ama bugün dünyanin dört bir yaninda milyonlarca Müslüman yeni bir kipirdanisin arefesinde... Kar çiçekleri sert kisin ardindan yeniden boy göstermeye basladi...
Isin dogrusu Türkçe Olimpiyatlarini ben biraz da bu gözle izledim ve bir kez daha umutlandim.
Defterde 1058 mesajımız var, 53 sayfada görüntülenmekte. 
Sayfada İzlenim:20. Bulunduğunuz sayfa: 31
